Denenmemişliğin ardına bakmaca, düşünülmeyenin peşinden koşmaca !...
Arayış yollarında ruhunu kaybedip, sisler ülkesinde kaybolanı aramaca !...

Aynalar yalan söyler mi?

Kim demiş ki aynalar yalan söylemez diye? Sen sensen ben kimim?” dedi aynadaki suretim. - Sen benim sırlı camda yansımamsın, içinde sırlar barındıran benim bile bilmediğimsin. - Peki biz bir miyiz? + Yo değiliz! + Niye mi? + Aynalar yalan söyler çünkü! - Nasıl? + Aynalar sağı sol, soluda sağ gösterir, ”seni sana ters gösterir En büyük yalancılardan birisisidir aynalar. Hatta yalancıların en büyük sırrı aynalarda gizlidir. Misal yalan söyleyen birisi olayın tersini anlatmaz mı? Suçluysa suçsuzum, çaldıysa çalmadım demez mi? İşte aynaların diğer görevi de budur. Yalancılığın nasıl yapıldığına örnek olmaktır. (!) Ayna yalan söyler! Öyleyse bir aynaya bakarken dikkatli ol. Büyük bir yalanın ta gözlerinin içine bakıyor olabilirsin.! Neye baktığına iyi bak! Kendine kendi gözünle bakabiliyorsan sorun yok! Ama kendine başkasının sırlı camından yansıyanlarla bakıyorsan, Sen de büyük bir yalanın taa içindesin. - O zaman aynalar yalan söylemez diye niye diyorlar? + Kimler diyor? - ?? + Hangi yalancı kendini bile bile ele verir ki? veya kendi kendini açık eder ki? Doğru bu diyecek ki inandırıcı olsun. Aynalar da yalan söyler deselerdi, O zaman Aynalara kim güvenirdi ki Kim? Gerçeği arayanların dışında, pek çokları ruhlarını aynalarda kayıp etmişlerdir! Gerçeği bulanlarda o sözde sırlı aynaları param-parça etmişlerdir. - Hal böyleyken biz bir'iz sözü nasıl olacak? + Evet... Aynalarını kıramayanlar bir'dirler... İsterseler milyarlarca olsunlar gene de bir'dirler. Bir olan bir'lik olan bunlardır... Aralarında kavga etselerde, bu danışıklı dövüş hesabıdır. - Ya aynalarını kıranlar onlar nedir? + Onlar yok'tur, yok'luktan gelip yok'luğa gidenlerdir? Ortada kırılan bir aynada yoktur aslında, onunda aslı yok'luktur. Madden yoksa, resmin nasıl olacak ki? Geri sana ne, nasıl yansıyacak ki? Başka bir değişle de İnsan yok'tan var olmuştur. Yoksa topraktan var olmamıştır. Topraktan var olan kendini yokluğa bırakamaz... O başkadır... Aslında toprağın bile aslı yok'luktur. Lakin var'lık veya bir'lik iddiasında bulunanlara da bir var'lık gerekir değil mi? Öyleyse alın size toprak, bakalım kaç insan yaratabileceksiniz? Sonuçta İnsan gerçeğini bulunca -ki- o da yok olup gidecektir. - Varlıksızlık, Resimsizlik, İsimsizlik - Hiç var olmadığı yok'luk alemine, geldiği gibi gene var'lıksız gidecektir. Varlık hayalleri mi kuruyorsunuz.? Bu sözler size değildir, üzerinize almayın lütfen.! İsmine cismine resmine sahip çık! Yoksa yokluk her yanı kapladı ve çıkışta yok mu? Öyleyse aynaların öteki tarafına hoş geldin arkadaşım. Bilinmeze yelken açmış, yok'luk yolcularının, Beraberinde götüreceği bir "gerçeği" olmayacaktır! Uyuduk uyandık, üryâ gördük! Dersen ne alâ, demezsende işte böyle. Gerçek bu tarafta kalanların oyuncağıdır, bırak oynasınlar. Sen aynaların öteki tarafında kal...
Kal ki sır ol...

----- 0 -----
Bir de puslu aynalar vardır, bakar bakar pek bir şey göremezsiniz.. Daha doğrusu yansımanızı yani ters yansımanızı dahi göremezsiniz. Bu nispeten net gösteren aynalardan daha iyidir. Zira insanın "ben kimim!" sorusuna aslında bir cevabı yoktur. Cismi yok, resmi yok, kimliği nice olsun! Bu soru cevapsızdır! Evet, dünya gerçek, burada cisminde resminde kimliğinde hepsi var ama buraya birde rüya diyorsun, rüyada cisim nasıl olsun, resim nasıl olsun. Rüyada cismin yok uçuyorsunda, kaçıyorsunda, maddeden azadesin çünkü, bedensizsin, no problem. Evet kimse değilsin, sorun şu ki bir kimlikte değilsin, "ben kimim" cevapsızdır. Verilen cevaplar da bu soru cevapsız kalmasın diye çaresizlikten verilmiş cevaplardır-ki İnsan kimliksizliğine bir kimlik uydursun-kendini oyalasın... Zaten "ben kimim!" sorusuda ta baştan yanlıştır. Doğduğun da ismini başkaları vermiş, bilinç-altın çocukluğundan beridir başkalarının fikirleriyle, düşünceleriyle dizayn edilmiş. Belli bir yaşa da gelince "ben kimim" gibi bir soruya cevap araman bile, başkalarının bilinç-altına baskın olan fikirleri nedeniyle oluşan bir arayıştır ki acı gerçek, sen başkalarının işaret ettiği bir gerçeği, bir kimliği arıyorsun !... Bir kimliğin yok! Bir fikrin yok! Bir davan yok! Adeta bir hiçsin! Ne zaman doğduğunu bilmiyorsun, ne zaman öleceğini de bilmiyorsun.. İki bilinmezin ortasın da yaşıyorsun.. Şu halde yaşam denilen çizgin bilinmezlerle örülüyken "ben kimim!" sorusunun cevabını aramak mıdır doğru olan? Yoksa "kimse değilim!" diye arayışları sonlandırmak mıdır yanlış olmayan? cevap A R A M A ! Arıyorsan yanlış yoldasın!! soru S O R M A ! Cevaplar sana uymaz! aynaya B A K M A ! Yansıman yok, aldanırsın! Varsada aldanırsın! Ayna tuzak! Ayna puslu! Gözün Ayna... Gözünün içinde ayna... Aynanın kendisi sensin... Şimdi sen kendinin "önce" ayna olduğunu bil ki,, yansıma olduğunu idrak et ki ipleri eline al, sonrası sonra olsun. En sonunda da istediğin aynaya bak, istediğini soruyu sor, istediğin cevaplarıda ver, özgürsün. Gerçi hayallerin bittiğinde, özgürlük ne kadar işine yarar orasıda meçhuldur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ruhun tekamülü bedenleşme,
Bedenin tekamülü de doğalaşmadır!


Copyright 2008 - 2024 🇹🇷 @Felasife | Site haritası

Mal sahibi, Mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi!

Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı