Denenmemişliğin ardına bakmaca, düşünülmeyenin peşinden koşmaca !...
Arayış yollarında ruhunu kaybedip, sisler ülkesinde kaybolanı aramaca !...

Sevginin Felâsifesi

Varlığın özümde kıymetini tüketince, yokluğuna bir kalem çektim.
Siretin sevgimi taşımayınca, süretinden bende sarfı nazar ettim.
Sen benim yok olmayan sevgimin, hiç var olamayan mağdurusun.
Sevgimin sağanaklarında sonsuzluk girdaplarına senide ben ittim.

Çok güzel değildi siman, belki bir zakkum belki bir gül, ne fark eder.
Benim içimde ki ışık olmasa, senin o goncan bende nasıl çiçek açar.
Seni bende büyüten senin şanın değil ki benim içimin sıcak iklimidir.
O iklim kimleri sevdi kimlere can verdi o sevgi işte hayat vaat eder.

Şimdi anladın mı beni? beni ben eden senin sevgin değildir.(Hayalin)
O hayali ben sen olmadan da üretirim, sen bahanesindir.(Gerçeğin)
Ben senin düşlerimdeki hayalini alır, gerisini zaten sana bırakırım.
O yüzden sen beni bilemezsin, çünkü ben senin bilinmezinim.(Sırrın)

Senin sırın budur, hiç var olmamış bir güzelliğin kuşatılmış sevgisisin.
Sevgi nedir bildin mi? hayalin peşinde koşan bir prensesin hikayesisin.
Sen denen şeyi sen ben o diye alırsan, sende bende o da yalan olur.
Ben denilen şeyi de bu yazılanlarla kıyaslarsan, sende bunun içindesin.

Dört nala koşturup gidiyorum, benlik küheylanı beni nere götürürsün.
Hele az dur artık yazacak kelimemde kalmadı, eh bre insafın kurusun.
Yazmanında bir adabı vardır ula, sen denilen şey hiç yok sayılır mı?
Beni aleme madara edecen çüş dedik anlamıyorsun, gözün kör olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ruhun tekamülü bedenleşme,
Bedenin tekamülü de doğalaşmadır!


Copyright 2008 - 2024 🇹🇷 @Felasife | Site haritası

Mal sahibi, Mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi!

Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı