Öncekilerin izini sürdükçe, iz olacaksın evvelsizliğe.
Durmak kayıp, bırakmak ölüm, ermelisin cahilsizliğe.
Bir tuğla da sen koy, aş esareti kapılma hayalsizliğe.
Var soyut yok somut oluyor, bir fikrin ince güllerinde.
Nedir ince gül dikensiz fikir? Mis kokusuyla sarhoş edende.
Şaraba meylimiz yok ama ayıkta değiliz sırrı sırra çekende.
Akibet belli, berduşuz sâhi, büyüsü bâki, cama nakşedende.
Böyledir işte bir kadeh seni, sende herkesi sarhoş edersin.
Ne onlar konuştuğunu anlar, ne sen kendini ifade edersin.
Artık araya perdeler çekilir, başka lisandan hitap edersin.
Elveda esaret merhaba hürriyet, beni de âzat eder misin?
Kimse esir alamaz, bakmazsan hayalin penceresinden.
Özgürlüğe girişte tutan olmaz, karşılıksız ellerinden.
Payı paylaşım paydası özgürlük, yalnızlığın kalesinden.
Yak esareti savur gitsin, doğarsın ânka’nın küllerinden.
Yazı zor, okumak gereksiz; paylaşım değil.
Yoldaşa cevap, ötekine sükut; ustalık değil.
Bilgiçlik hüner, cehaletin kadim; kalıcı değil.
Yer mi yarıldı, gök mü battı; Ayıkmışta değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder