Denenmemişliğin ardına bakmaca, düşünülmeyenin peşinden koşmaca !...
Arayış yollarında ruhunu kaybedip, sisler ülkesinde kaybolanı aramaca !...

Bir Zamanlar Ruhlar Vardı.

 

İnsanın içinde İman ateş, İnkar da bir volkandır.
Her ikisi önce mahveder, sonra masuma yatandır.
Hangi volkan patlayıpta, yaşamı sona erdirdi ki?
Hangi yangın, yaşamı tamamen yakıp kül etti ki?

Yaşamda inatla yoluna devam etti, ruhlar ölmez ki?
Bir ölürsede bin dirilir, kimseye ihtiyaç duymaz ki?
İnsanlar bu anlayışı, ta ezelden beri terk etsede.
Ne inanç onu yok eder, ne de inkar var edemez ki?

Ruhların ihtiyacı mı olur, ne imanlara ne de inkarlara.
Deneyimlerle belli olur, yaşam dediğin bu kovalamaca.
Ne olacağından çok, ne olamayacağını mı sorgularsın.
Cevapları kitaplar yazmaz, vakit kaybıdır boşa arama.

Kitaplara inanma, hepside doğa katliamıyla yazıldı.
Gözlemden uzaklaşan insan, döşek hayaline daldı.
Sayfalara ağaçları kurban, kalemleri kılıç ettiler.
Kelle avcılığında uzmanlaşıp, yüksek ihtisas yaptı.

Okuma, yazma, yazarsanda başkasının hayalini yazma.
Başkası anca hayalini yazar, aslını başkasından okuma.
Okumayı anla! -ki anladıysan- tekrarları tekrar yapma.
Seni kimse yazmaz, cümle ben yazar, beni sen sanma.

Beni ben yapan senin varlığındır, fikirlerin değildir.
Fikirler değişkendir, her ben aynı olacak değildir.
Doğrular kimin malıdır ki, onu gözlem yasak olsun.
Hayallerse âlâ, meselede sen ben meselesi değildir.

Bir zamanlar ruhlar vardı, ne sen ne de ben vardı.
Ne hesap kitap, ne hayal, ne siz ne de bizler vardı.
Değil mi insan, düşünerek hayale dalmayı öğrendi.
İp kısa kuyuda derindi, akabindeyse kuyuda kaldı.

Bir zamanlar ruhlar vardı, ne sen ne de ben vardı.
Sen ben düşte çıktı, sanma ruhta düşünce vardı.
O umarsız yaşar, yaşarken coşar, gayrı bilmezdi.
Ruhlar hayalsiz yaşar, hayallerin ona zararı vardı.

Bir zamanlar ruhlar vardı, ne sen ne de ben vardı.
Gözlemini bilir insan, bilmediğini yok da saymazdı.
Düşünüyorum öyleyse var’ımın, yokluğu bile yoktu.
Düşünmeyincede asil yaşanır, hayalede dalınmazdı.

Düşünmeden yaşayanı, hayalciler hayalperest sandı.
Aslında yansıyan da kendiydi, onuda başkası sandı.
Hayal kurmak böyledir, zihinde kurgular raks yaptı.
Düşünce yoksa hayal yoktur, insan yok’u var sandı.

Yaşamda düşünce yoktur, genede yaşam yolunu bulur.
İnsandaysa düşünce çoktur, aklın yollarında kaybolur.
Düşünmek ruhun zaafiyetiyse, yaşam ruhun amacıdır.
Düşünen düşünür bunu unutursa, zaaflar göğe yol olur.

Hayal kurmak yeniydi, deneyimse kadim bilinendi.
Yeniliğin karşısında, insan kendini adeta büyüledi.
Düşündüğünü varlık sanınca, bu varlık yokluk oldu.
Varlık yoklukla cilveleşince, ne kaybetti bilemedi.

Kendini kaybetti, velakin bilemedi, aradı durdu.
Akıl oyunları insafsızdı, izbeler de ağladı durdu.
Tanrım derken bile sesi kısık, nutkuysa tutuktu.
Kimim, nereden geldimin cevabıysa, kanadı durdu.

Bir gurur meselesiydi bu, çaktırmadan aranmalıydı.
Ya hayalde ilah olmalı ya da yoldaşlar bulunmalıydı.
Ruhlar seçenek olmaz, o yerli kabilelerin masalıydı.
Onlar kitapsızdı, kitapta kaybolan kitapta olmalıydı.

Bulmak için kaybetmenin, hain girdaplarına kapılınca.
Bilmediğini bilmeye azmetti, sebeplere de tutununca.
Bulmaca çok karıştı, fırsat bulan katipliğe soyununca.
Yoklukta her yandaydı, varlıkta kâf dağına kovulunca.

Düşünmem gayrı! düşünüp düşünü, kim buldu da ben bulam.
Okumam artık! hayalin hayaline, ne kata da ona ortak olam.
İnanmam asla! düş taciri değilem, neler alıp da neler satam.
Cehalete razıyım! ruhu ruha yâr edip, arada dura da duram.

Bir garip insanlık hikayesine, buncağız şiir neylesin.
Sözlerin ahengi şuncağız fakire, yetmez bencileyin.
İsyanlar dile gelmiş, oncağız isyan mıdır sencileyin.
Ruhların şerefine yazıldı, bu da şiircedir, şaircileyin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ruhun tekamülü bedenleşme,
Bedenin tekamülü de doğalaşmadır!


Copyright 2008 - 2024 🇹🇷 @Felasife | Site haritası

Mal sahibi, Mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi!

Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı