Nereye götürürsen, seninle de oraya gideceğim.
Zaten başka seçeneğim istesemde yok değil mi?
Anladım sustun, bende susup yanına bineceğim.
Haydi akıl sustu diyelim, gönül nasıl sussun.
Cevaba odaklanınca, cevapsızlık nasıl olsun.
Geldiğin yer neresi, yoksa orada bilinmez mi?
Hangi yöne yolcu, hangi müjdeye muştusun?
Neden gelirsin gönül kıyıma, var gitsene yoluna.
Çöl sessizliğinden de sessiz, durmasana karşıma.
Bir ses, bir nefes, bir söz, şu halimden anlasana.
Bekleme beni gelmem, bir cevabın yok mu buna?
Merakım ağaç kurtu gibi, beynimi kemirecek.
Sabır taşı olsaydım, ortadan ikiye bölünecek.
Zor olmasa gerekti, bu sorulara cevap almak.
Belki tuzağım nedensizlikti, ruhumu yiyecek.
Kime konuşuyorum ki, sen hayalim değil misin?
Hayalimsen cevap beklerim, hangi tür hayalsin?
Bana konuşmazsan, benim hayalimde olmazsın?
Hayalde ruh yok mu yoksa? Putlar gibi susarsın!
Gerçek misin yoksa, ondan mı sükûtun? Ya bu imkansız!
Kimse bilmez seni, adını söyleyen de mi yok? Ama nasıl!
Sen benim hayalimde gezen, o sessiz kayıkçı değil misin?
Cismini görmedim kayık gördüm, peki bir ismin var mı?
Hiç bileninde mi yok? Onun için mi sessizliği seçersin.
Hoş bir tercihin olsaydı, sen yinede sessizliği seçersin.
Ruhla kolayda, mesele ruhsuz yaşayabilmek mi dersin.
Ruhsuzda duruyorsan, öyleyse zaten sessizliği seçersin.
Bazen sessizliği istemek, ruhsuzluğa derin bir özlem mi?
Bir amâ ebediyetinde, hiçlikten hiçliğe puslu gözlem mi?
Hiçlik için ruhsuzluk elzemse... Ta-ta-mam Aa-an-ladım!
Hiçlikte soru cevap yok, yok yok, ruhu kim neylesin mi?
Teşekkürler sessiz kayıkçı, bilsen neler söyledin bana.
Bildiğini de biliyorum, evet demesende o evettir bana.
Sen benim gönül kıyımda, sessizlik nöbetini beklerken.
Tek kârım efkârım oldu, yanında bu şiir hediyen bana.
Artık yeter! Şairin şiarı şiirle anca bu kadar olur.
Sessizlik yolcularına, hayaletler dahi yoldaş olur.
Yeter ki anlamak iste, taşlar dile gelir bülbül olur.
Sözlerde mana olur, manada sözler sessizce olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder