Denenmemişliğin ardına bakmaca, düşünülmeyenin peşinden koşmaca !...
Arayış yollarında ruhunu kaybedip, sisler ülkesinde kaybolanı aramaca !...

Sufinin Doğası!

 
Nasıl bir hayat bu, doğruların yanlışlarla karıştığı yanıltmaca. 
İnsan denilen mükemmelliğin de, bu kaosta yolunu şaşırtmaca. 
Daha ileri de gidilemez, ötesi delilik sınırıdır akıl kaçırtmaca. 
Kim bilir belki delilikte gerek, eksik olan parçayı buldurtmaca.

Bütün dediğimiz şey diğeriyle bütündür, yoksa eksiktir bilmece. 
Sorular cevaplar havada uçsada, aslolan tümden hiçedir inmece. 
Bir varlığın kalmayacak, onunda dışına çıkmaktır varlık silmece.
Gittiğin an görürsün varlıklar da neymiş, nedensiz geri gitmece. 

Bir nedeni yok yaşananların, hepsi kurgulandığı gibi nedensizce. 
Yarınlar bir bilinmez, biliyorum diyenlerde göçtüler gitti sessizce. 
İdealler ölmenizi ister, tek idealler kalsın ama sen kal nefessizce. 
Öyle yaşamak nasıl olur ki? Yaşamak bu değildir belli belirsizce. 

İdeal nedir? Geçmişi yaşatmaya çalışırken bu andan uzaklaşmaca. 
Her şeyin hazır olduğu dünyaya geliyoruz, pişmiş aşa su katmaca. 
Bir ideal ya da bir din iyi geldikçe, nefs atıyla dört nala koşmaca. 
Heyt! Çekilin yoldan kral geliyor, yerler gökler toz duman olmaca. 

Ne gereği var ki nasıl olsa, her şeyin hazır olduğu dünyaya gelmece. 
Hiçbir şey yapılmasa bile, illa birileri bir şeyler yapar onu görmece. 
Her gelen kendini ilk gelen sanınca, çözülseydi eğer bu zor bilmece. 
Önce sahibi çözerdi merak etmeyin, herkeste hayranlıkla seyretmece. 
 
Lakin bu nasıl idealler ki nasıl dinler ki, her şeyi imdi yarım kalmaca. 
Vaktaki yarımmış sonra eksilmiş, ara ki bul samallıkta iğne aramaca. 
Bu güne kadar gelmişte ölmemiş mi? Öyleyse neyin savaşını yapmaca. 
Demek ki sana ihtiyaç yokmuş, hemde hiç yokmuş, varlıktır kanmaca. 
 
Sözde tam olan sistemler, insanların lütuflarına ihtiyaç hissetmece. 
O nasıl bütünlük ki yokluk korkusundan, daima medet beklemece. 
Sistemler eksikse korkuları olur, yaylada ki yoğurda mantı kesmece. 
Eksik olan eksiktir, kimse onu tamlayamaz! Ömür boşa sürünmece. 

Aklın yolu birse eğer denemek gerek, bir ara numaradan ölüvermece. 
Sanki dünyaya hiç gelmemiş gibi, sessizce aralarından çekilivermece. 
Eğer işler devam ediyorsa, sana hiç gerek yokmuş, bunu bilivermece. 
Yok eğer etmiyorsa, durdur zamanı orada, kendi aslını görüvermece. 

Diyeceğim o ki DOĞA 'ya savaş açmış insan, kendi körlüğüne gafilce. 
İnsanı kutsayıp ömrü uzatarak, ne yaptığının bilincinden habersizce. 
Kaprisleri yüzünden bir doğa inliyor, bu nasıl bir sevgi ki sevgisizce. 
Doğayı sevmeyenin sevgisi de zarar verir, bilgileri zaten bilinçsizce. 

Hiçbir şey anlamadım, bu yazılanlar ne? Mana böyle oldu bu şairce. 
Şairde böyle söyleyesi, insan nereye koşuyorun anlatımıdır bu şiirce. 
Bir bataklığa düşmüş idealler, çıkartma beyhudeliğini akıl sezince.
Gönül coştu kalem yazdı, Uruhlar manayı dolandı, bil ki bu sufice.
----- O -----


İdealler veya Dinler tercih meselesidir, öyle kaldığı sürece de güzeldir. İsteyen istediğini seçer/seçsin.
Lakin bu tercih meselesi, ölüm kalım meselesi olunca, bendensin yahutta değilsine dönüşünce iş çığırından çıkar !...

Sonuçları ortada, insanı KUTSAYAN abartılı ilkeler yüzünden, DOĞA inim inim inlemektedir !...
Çıkan SANAL kavgalar yüzünden de gerçek görülememektedir.

Tek gerçek vardır... O da DOĞA 'ya farkında ya da değil, toplu tecavüz edilmektedir.

Gerisi boş hikayelerdir, gerçeği örtmek, suçumuzu gizlemektir.

Ne insanı kutsayın! Ne de ömrünü uzatın!

DOĞA 'ya bakın!
"Güçlü olan ayakta kalır!" 

İNSAN 'a bakın!
"Zayıf olan da ayakta kalır!"

Bir yanlışlık yok mu bu işte ?!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ruhun tekamülü bedenleşme,
Bedenin tekamülü de doğalaşmadır!


Copyright 2008 - 2024 🇹🇷 @Felasife | Site haritası

Mal sahibi, Mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi!

Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı