Denenmemişliğin ardına bakmaca, düşünülmeyenin peşinden koşmaca !...
Arayış yollarında ruhunu kaybedip, sisler ülkesinde kaybolanı aramaca !...

Evrimi anla - Oyuncak olma!

 Evrime inanıyor musunuz?

İnanıyorsanız dinleyin derim, Evet evrim acımasızdır, yavaştır, güçlülere şans tanır ama binlerce yıllık bu süreçte, insanları da bu günlere de getiren şeyin adıdır Evrim. Bugün Bilim insanlarının, dr.ların çoğu ve medyalarda boy gösteren showmenlerin çok zararlı dedikleri un, şeker, yağ, tütün vb. şeyler çok zararlı diye diye davul çalınmakta.

İyide insanlık bu günlere bunlarla geldi.
Sonuç insan nüfusu milyarlar oldu, ne nüfuslar bitti ne de ilerleme bitti, ayrıca zekalar da gerilemedi, üstüne koyarak ilerledi, devam etti.
Yani EVRİM KARARLILIĞINI GÜVENİRLİĞİNİ ASLANLAR GİBİ İSPAT ETTİ ...

Şimdi ne yapılıyor, bunlar yanlış... onlar zararlı... doğrusu bu deniyor! Açık söyleyeyim bu Evrime savaş açmak demektir, siz kararlı bir yapıyı bozup, kararsız, güvensiz bir yapıyla değiştirirseniz, sonuç hüsrandır.
Bunun kazancı olmaz.

Şimdi kime inanmak gerek, Evrime mi? Yoksa bunlar, şunlar zararlı diyenlere mi?

Zararlı denen şeyler ne kadar denenmiş?
Gelecekte ne gibi etkiler eder diye araştırılmış mı?
Genetik nasıl etkilenir, o zincirde bir kırılma olur mu?
Yüzyıl sonrasına, bin yıl sonrasına bir şey diyebiliyorlar mı?

Bunların cevabı yok, çünkü amaç sadece günü kurtarmak, birde rant tabii. Kendinize, çevrenize bir iyilik yapın deyip, doğamızın tersine bir yaşam seçmek,  bu mudur İlim, Bilim?
Ta MÖ zamanlarda bile kullanıla-gelen bir şeye/şeylere, bu gün zararlı deniyorsa, orada sıkıntı vardır.

Kazanılmış bir bağışıklık Oto-immun sistemimiz var, bu bize miras olarak geldi,  lakin bunu kaybedilmiş bir Oto-immun ile değiştirmek istiyorlar. BS'nin görevi vücuda giren zararlı şeylerle savaşmak, görevi o onun, işi savaşmak, savaşsın dursun ki dinç kalsın.
Peki bu girdileri yasaklarla en aza indirmek, ona iyilik mi oluyor?

Asla, bu kayıp işte ; en ufak bir sorunda bu BS daha kolay çöker, çünkü tembelleşir, tepkileri ve savunma gücü geriler, onu zararlı şeylerden mahrum etmek, onu baskılar, adı üstünde o baskıdır.

Bir şeyi hem baskılayıp, hem de güçlü olmasını bekleyemezsiniz, bu eşyanın bile yapısına terstir.

Doğrudur, bahsedilen şeyleri tüketmek BS ni daha çok çalıştırır, Bilimin anlamadığı noktada tam burasıdır, onun zaten çalışması gerekiyor, boş kalmamalı, yani bırakın çalışsın, direncinin yüksek olması gerekiyor, Dinamiklik için bu gerekli bir durum.

Başka şeyde BS güçlü olması TIP denen camiada, artık istenen bir şey değildir, sadece lafta güçlü BS övülür, gerçekte ise  böyle değildir. Çünkü organ bağışı olayı yüzünden güçlü BS zaten risktir. Bir organı diğerine naklederken, BS baskılayıcıları ile BS baskılanır ki o organı vücut kabul etsin. Yoksa hiç bir vücut bir başkasının organını kabul etmez, sebebi aktif BS yüzündendir. Organ nakli yapmayı kolaylaştırmak için BS büyük bir engeldir.

Hayat dinamik, vücutlarımız da dinamik, lakin onu statikliğe alıştırmak, çok değil 1-2 kuşağa kalmadan toptan yok eder. Çünkü Doğa da ayakta kalmak gittikçe zorlaşacak, kaynaklar tükenecek, çevre felaketleri daha çoğalacak, hava, su, toprak iyice kirlenecek, bu şartlarda BS düşüklüğü esas ölümü getirecek, bir aile, bir soy, bir nesil bitecek.

Şimdi fertler ölüyor diye feveran edenler, o zaman toplu ölümlere, soy ölümlerine ne edecekler bilinmez.

Evrimde altın kural neydi "Güçlü olan ayakta kalır!"

Siz zararlı diye, un, şeker, yağ gibi temel besin maddelerinden kaçarsanız, güçlü olmanızın hiç bir şansı yok, kısa bir parıltı hepsi o, sonrası karanlık.

Sevgiler


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ruhun tekamülü bedenleşme,
Bedenin tekamülü de doğalaşmadır!


Copyright 2008 - 2024 🇹🇷 @Felasife | Site haritası

Mal sahibi, Mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi!

Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı