Denenmemişliğin ardına bakmaca, düşünülmeyenin peşinden koşmaca !...
Arayış yollarında ruhunu kaybedip, sisler ülkesinde kaybolanı aramaca !...

Dünya, yol geçen hanı değildir!


Dünya öyle falan filan ırkın, DESTURSUZCA girip, feyk atacağı, koloniler kuracağı, canlıları yok edeceği bir yer değildir!
DOĞAYI HAFİFE ALMAYIN !...
Burada DOĞA vardır, onun ACIMASIZ şartları vardır, onu es geçip, koloni moloni kurmak, girmek çıkmak, anca hayalde olabilir.

Dünyayı evrenin yol geçen hanı gibi görmek, hancıya hakaret olacaktır-ki bundan beriyim-bir yolcu olarak, bir iki kelam etmek şart oldu.Amerikan filmleridir, bilim kurgulardır, paranoyalardır derken bu olayın, tadı kaçtı boyu uzadı.

Yok uzaylıymış, yok replikanmış, yok başka bir türmüş, diye diye dünyayı oyuncak ettiler.

Neyin üstünde durdukların kimse farkında değil!

Bu DOĞAYA dünya dışı ne getirirseniz getirin, o yaşayamaz, sistem buna müsaade etmez çünkü, bu sistemde yaşayamayan şeyinde planları olamaz!
Bir canlının Bağışıklık sistemi, Doğaya uymadığı, ona uyum sağlayamadığı sürece, DOĞA o canlıya yaşam hakkı vermez.

Doğanın tek şartı vardır, o da EVRİM meselesinin içinde gizlidir, yani bir RUH anca sıfırdan, ya da sıfıra yakın bir yaşama tutunacak, oradan bitkidir, hayvandır, vs. diye evrilecek-ki sonra anca insan olsun-akabinde evrilsin sonra da istediği planı yapsın, tabi yapabilirse, geçmişini hatırlayabilirse.:)

Doğa sistemini bozacak hiç bir güce izin vermez, vermemiş. Geçmişse ait tüm izleri siler bu Hancı.:)

Zaten yaşama en alt düzeyden tutununca, binlerce yıl geçecek haliyle, ne plan kalır, ne proje kalır ortada. Kalan gördüğümüz insan toplulukları kalır ki, onlarda DOĞA içinde terbiye ola ola, bir birlerinden farkları kalmaz, aynılaşırlar.

Dogonlar, Hopiler, Aborjinler, daha niceleri başka gezegenlerden geldiklerini söylerler, peki insan olarak FARK görebiliyor musunuz?

Söyledikleri de illaki doğrudur inanırım ama Fiziksel bir geliş değildi o, Ruhi bir gelişti ve DOĞA içinde kayboldu gitti önceki yaşamları.

Geriye kalan belli belirsiz izler, hepsi o!

Lemurya, Atlantis, Mu, Şambala vb. gibi yerler, varlar ama Ruhi boyutta varlar, eyvallah, fakat Fiziki olarak bu dünyada yoklar, neticede onlar da Ruhani boyuttalar, ve onlar içinde aynı DOĞA şartları geçerli, Dünyaya geliş anca, Evrimsel süreçlerle olabilir, ki o da garanti değildir.

Doğayı biraz inceleyen o "acımasız" şartları bilir.
Hancı bir gecelik uyku için, Ruhunuzu ister!
Yoksa yatak yok der Hancı, pazarlık peşindir.
Mecbur kabul edersiniz, güzel bir handa derin bir uyku, iyi bir takas, asla kaçırılmaması gereken bir deneyim! 
Ya sonrası?
Sonrasını kimse düşünmez, sürpriz kaçar yoksa!

Özetle bu dünya, Doğanın katı kuralları yüzünden, Dünya dışı tehdit yönünden, en güvenli belde olduğu gibi, buraya giriş çıkış öylece kolay değildir. O yüzden bir takım paranoyakça kurgular, Din veya Bilim adına, Doğaya rağmen kurgulanıyorsa, onun bir hayal olduğunu bilin.


Ayrıca Ruhani boyutta da işler laylaylom değildir, bahsedilen gezegen tecavüzleri, istilalar, İncil'de ve kutsal metinlerde ki gök savaşları, Ruhani boyutta olan savaşlardır.


Evrende ki en sakin gezegende yaşıyoruz dersem, abartmış olur muyum, bilemedim:)

Bildiğim Hancıyı kızdırmamak, onun sesine kulak vermek...


Sevgiler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ruhun tekamülü bedenleşme,
Bedenin tekamülü de doğalaşmadır!


Copyright 2008 - 2024 🇹🇷 @Felasife | Site haritası

Mal sahibi, Mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi!

Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı