Denenmemişliğin ardına bakmaca, düşünülmeyenin peşinden koşmaca !...
Arayış yollarında ruhunu kaybedip, sisler ülkesinde kaybolanı aramaca !...

Nuh'un tufanı

Bir zamanlar (Ruhlar aleminde) kendini seviyordun şimdi; Dünyadasın!  Tüm ruhlar, ruhaniler kendilerini (BEN'i) çok severler, hatta kendilerine bayılırlar, sonsuzlukta sadece kendiylede yaşayabilirlerde, zaten yaşıyorlarda, lakin mesele şu ki, Maddeler dünyasında ne işimiz var?
:)
Kendine tutkuluydun, dünyada da onu kaybettin, onu mu bulmaya geldin?

Büyümeye geldin, dünyada da büyüdün!
Büyüdün mü?
Büyüdün!
Peki büyüyen biri ne yapar?

Hala geçmişiyle kavga mı eder? Sürekli kendine acıyarak, hesap mı sorar? Kapanmamış hesapları ile mi yaşar?

Büyümenin ilk adımı geçmişi affetmektir, sonrası sonradır.
Affetmekse sorumluluk almaktır, cesarettir, bilgeliktir.

Çünkü içinizde ki "Ben", kaprisli bir Tanrıyı oynadığı için, şımarıktır, şikayetçidir, hep bir drama ve travma durumundadır, yani o onlardan beslenir.
İşte bu durum geçmişinizi affettiğinizde bozulur ki o "Ben" adeta çıldırır!

Tevrat'ta, Tanrı insanlara çok kızar ve öfkelenir, yarattığına pişman olur, hatta bütün kâinatı filan herşeyi yıkmakla tehdit eder.
Nuh ise Tanrı'yı sakinleştirir, onu teselli eder. :)

İşte bu olayın bir benzeri içinizde de gerçekleşir, İçimizde ki o Tanrı'nın yani "ben" in de terbiye edilmesi gerekir.
Tufana dair bugün hiç bir şey bulunamadı, jeologlar milyonlarca yıl öteyede gittiler ama tufandan bir iz bulamadılar.
Çünkü,
Tufan Nuh'un dışında değil, içinde kopmuştu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ruhun tekamülü bedenleşme,
Bedenin tekamülü de doğalaşmadır!


Copyright 2008 - 2024 🇹🇷 @Felasife | Site haritası

Mal sahibi, Mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi!

Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı