Allah ve kul, bu ikisi, ikilik anlamına gelmez!
Kul - bilinendir.
Allah - bilinmeyendir.
Allah ve kuldan bu yüzden ikilik olmaz...
İkilik, iki aynı/benzer/eşit şeyler arasında olur, dualite şarttır.
Kadın/Erkek, İman/İnkar, Siyah/Beyaz gibi, işte bunlar ikiliktir, hem ayrı, hemde benzer, denk iki şeydir.
1 🧍♀️
1 🧍
2 tane aynı 1
🧍♀️+🧍= 👫
Kul ile Allah'ı nasıl yan yana getireceksiniz?
Kulu mu Allah yapacaksınız?
Yoksa Allah'ı mı kul yapacaksınız?
Bunların eşitlenebilmeleri gerekir ki, İKİ-LİK olsun!
Hasılı ikilik denen şey, 1 elmanın 2 yarısı demektir.
1 bütünün 2 parçası demektir.
Bu dışta ki durum!
Peki içimizde ki ikilik/eşitlik ne o zaman?
Nefs ve Ruh'tur!
Biri dişili, biride erili temsil eder.
Bir bütünün iki parçası işte!
Bunlar hem bir birlerine denktir, hemde zıttır, normalde bir birlerini de iterler, çekmezler.
Lakin çektiği durumlarda olur elbet.
Ve bunlar bir biriyle evlenirse/birleşirse/nikah olursa büyük bir şenlik olur.
İşte Vahdet-i Vücut denilen şey, bu birliktir, bu şenliktir, burada Ruhunuzda Nefsinizde şükürdedir, şendedir, mutludur,
Bu bir düğün toyudur.
Bir çocuğun doğuş öncesidir.
Şimdi bunlar bir birini nasıl çekecekler, nasıl evlenecekler, kim evlendirecek, kim isteyecek vs. vs. en zor kısım burasıdır, elbette gönüllü olmayacaktır bu iş, zoraki olacaktır, çünkü ikiside normalde "KİBİR" halindedirler, yaratılışları öyledir çünkü, HALİFEDİRLER SENİ YÖNETİRLER anlıyor musun?
Sana hükmetmekten ikiside asla vazgeçmeyecektir...
İkiside içinde ki Rabb'lerdir, hükmetmeyi severler...
(Rabb = Terbiye edici demektir.Bu sadece Allah için kullanılmaz, kul içinde kullanılır, terbiye mürebbiye vb)
Sonuçta nefsin yada ruhun birisi sana Rabb'lik eder!
Özüm dediğinde budur, özümden geldi dediğin bilgide budur... Rabbimle konuştum dediğinde budur!
NEFSİN ya da RUHUN senin RABBİNDİR!
"Nefsini bilen Rabbini bilir!" sözünde ki Rabb içinde ki Rabbindir, yani Ruhundur.
Çoklarıda bu noktada Ruhunu Rabbi zannederek hareket eder ki bilir bilmez konuşurlar, hüküm verirler...
Nefs yada Ruh, bunlardan biri çekilse aradan diğeri kalır ki herhalükarda birinin hükmünde kalırsın.
Bu ise tasavvufta ki arzulanan birlik değildir.
Buna birlik, bir oluş denemez, tek kalış denir.Yani iki bir araya gelmedi (bir oluş olmadı)Birin teki aradan çekildi. (tek kalış oldu)
Bu tek kalış halinde de Vahdeti vücut gibi şenlik olabilir, hatta daha coşkulu da olabilir ama nedir, eksiktir.
Tıpkı İsa'nın babasız oluşu gibi eksikliktir, o ölene kadar baba aradı durdu, sizde EŞİNİZİ arar durursunuz... Bu eksiklik asla giderilemez...
Ya ne olacak?
Tasavvufun istediği Ruh ve Nefs'in bir araya gelip, bu ikinin bir olmasıdır ki, gerçek birlik, Vahdet-i vücut budur.
Olması gerekende budur.
Yani hem ikilik olacak, hemde bu ikilik birleşip öyle birlik olacak.
Kısacası Vahdet-i Vücut teklik/tek kalış değil, birlik/bir olma halidir.
Yani Vahdet ve Vücut halidir.
Yoksa ne Vahdetsiz Vücut, nede Vücutsuz Vahdet hali değildir.
Dualite olmazsa olmazdır.
Özetle Nefsini öldür Ruhun kalsın, onun tasarrufuna gir, onu dinle, olay bu değildir.
Ruhunda Nefsinde SENİN emrine girip, sana tabi olup "BİRLİK" olması, "beraber" olmasıdır olay.
Başta dediğimizi tekrar edersek, Allah ile kul bir araya gelmez, bundan birlik olmaz, bu tamamen kişilerin zannıdır, hayalidir, gerçekle bir alakası yoktur.
Kulda ki birlik içinde ki birliktir...
.."İmdi, Ruh ile Nefs nikâh eyledikçe, ikisinden bir cisim tevellût eder!"..
İbni Arabi
- BİTTİ -
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder