Denenmemişliğin ardına bakmaca, düşünülmeyenin peşinden koşmaca !...
Arayış yollarında ruhunu kaybedip, sisler ülkesinde kaybolanı aramaca !...

Yaşayan ölü, yürüyen ölüdür!

Böylesi Yunus'un dediği gibi bedeni boş yürür, içinde ki nefste ruhta baskılanmıştır, sesleri çıkamaz.

Bu artık bir et parçasıdır...

Hissiz... duygusuz... ruhsuz...


Kendinizle konuşmazsınız, zaten amaçta budur, 

Bunun adıda "Ruh orucudur!" ya da "Düşünce orucudur!"


Yürüyen ölüye gelelim, buna birisi küfürler etse, bu bir şey hissetmez. 

Ev halkı neler söylese etkilenmez, arkadaş, dost farketmez, sadece bakar, kızamaz, mimik oynamaz. Çocuğu elini kesse kanları aksa kılı kıpırdamaz. Dünyevi istek arzu, şehvet, duygu vs. olayı hepsi çöker.

Çünkü o manevi olarak artık ölüdür, yürüyen ölüdür!!

Mesela,

Zahirde ki ölümlerde de cenaze başında ağlarlar, sızlarlar feryatlar ederler, peki cenaze tepki verir mi?

İşte yürüyen (manevi) ölüde böyledir, tepkisizleşir... Görür duyar ama ötesi olmaz, zahir batın farkı minimuma iner.

(zahiri) Ölmeden önce (batınî) ölmek tepkisizleşmektir...


Bu işin süresi belli değildir, illaki bir gün biter ama 3 günde, 40 yılda sürebilir, o yüzden garanti bir durum zaten yoktur, olay ben bir şey olayım diyede değildir, bu aslında bir KAOS 'tur ve ölümde burada ki bir akış, acı bir derstir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ruhun tekamülü bedenleşme,
Bedenin tekamülü de doğalaşmadır!


Copyright 2008 - 2024 🇹🇷 @Felasife | Site haritası

Mal sahibi, Mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi!

Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı