Denenmemişliğin ardına bakmaca, düşünülmeyenin peşinden koşmaca !...
Arayış yollarında ruhunu kaybedip, sisler ülkesinde kaybolanı aramaca !...

Adem Aynadır!


Adem halifedir! 
Halife de ayna demektir.
Yani ADEM AYNADIR, YANSITANDIR!
Birileri "Biz dururken kan döken ..." dedi
Birisi "Ben ondan hayırlıyım ..." dedi
Nasıl olurdu bu? Ortada suçta yoktu?
Suçluda yoktu, suç aletide yoktu?
İşlemediği fiilin faili olmuştu!
Suçsuz yere suçlanmak neydi?
Ona bakan kendini gördü.
İyi görende kendini gördü.
Kötü görende kendini gördü
Gördüğü yansımada doğruydu tabi.
Ama Ademi gerçekte kimse göremedi.
Camın sırı değil, yansımaları görüldü.
Adem aynadır, her ayna Adem değildir!
O yüzden Adem'i ayna olarakta göremediler.
Sahi, bir şey duruyordu orada, o neydi ki?
Çamurdan, özensiz, değersiz bir şey sanki?
Bizim gibi nurdan veya nardan da değildi?
Taş gibi bir kalbi var, zalime benziyor!
Teni topraktan, mikroplar feyk atıyor! 
"Ben sizin bilmediğinizi bilirim!" dendi.
Böylelikle olayın üstü sessizce örtüldü
Ve AYNA OPERASYONU artık başlıyordu.
İşin şekli değişmeye başladı.
Adem eşinde kendini görüyordu.
Eşide Ademde kendi oluyordu.
Gökler hareketlendi?
Neler oluyordu?
Kim kimdi?
Gören neydi?
Görülen neydi?
Kimse anlamadı!
Suç ve ceza!
Savaş ve Barış!
Adaletin bu mu dünya?
Tam bir KAOS!
Göktekiler yerdekileri, yerdekiler göktekileri.
Yerdekiler yerdekileri, göktekiler göktekileri.
Herkes bir birini suçluyordu?
Bir suçlama furyası başlamıştı.
Herkes haklıysa suçlular kimdi?
Olaya bak!
Sanki herkes şaşı olmuştu.
Bakanların gözleri kamaşmıştı.
Varlıklar ilk kez aynaya baktılar.
Kendilerinide ilk kez çıplak gördüler.
Gördüğünün kendi olabileceğinide bilemediler
Yansıyan hareketin kendinden olduğunuda göremediler.
Utanç duyulan çıplaklık, bakılamaz bir duyguydu.
Kendilerini görülenden ayırdılar!
Nasıl olsa suçlu biri vardı orada?
O bir günahkardı, ilkeldi vahşiydi!
Köy görünüyordu kılavuza gerek yoktu!
Yaftala gitsin, kutsanmak gibisi var mı?
Ayrı dünyalar, farklı hülyalar peşinde koştular.
Melekler, Şeytanlar, Varlıklar, sorun buydu?
Hep haklıydılar, hep masumdular!
Adem'i de o yüzden bilemediler.
Maddeleri yoktu ruhaniydiler.
Cisimleri yoktu şeffaftılar.
Yansıtma olayları olamazdı.
Lekesizlik yansıtamazdı!
Ademse sudan ve topraktandı.
Işığıda vardı, karanlığıda vardı.
Zehiride vardı, panzehiride vardı.
Her türlü kire, pasa, mikroplara açıktı.
Türlü potansiyele, cevherlere sahipti
Altınlar, Elmaslar, Pırlantalar.
Erenler, Ermişler, Evliyalar.
Krallar, Sultanlar, Hakanlar.
Deliler, Dilenciler, Meczuplar. 
Alemin gizli mücevheriydi.
Toprak anası, Kaya babasıydı.
ALEMİN AYNASIDA OYDU!
ALEMİN BELASIDA OYDU!
Ne var alemde, o var Ademde!
Potansiyeli gelecek vadediyordu.
Ademden kirde yansırdı, pîrde!
Neslide aynaydı, Ceddide!
Öyleyse Adem niye suçlandı?
Kim kime imtihan oldu?
Neye baktığına iyi bak!
Suçladığınsın!
Kötülediğinsin!
Yargıladığınsın!
Mı?
İmtihanın bizatihi kendisisin.
Hem yerdekilere, hem göktekilere.
Hemde kendinin imtihanısın?
Bir yaratıldın, pîr yaratıldın!
Bir taşla kuş sürüsü avlattın!
Mükemmel plan, kusursuz işleyiş!
Anlıyor musun?
Suçsuzun masumiyeti kanıtlandığında!
Ak ile kara bir birinden ayrıldığında!
Kendini suçlayanlarla hesaplaştığında!
Aynalar kırılıp çerçeveleri kaldığında!
Kim kimi kıskanır, kim masum kalır?
Kim yansıyandır, kim haklı olandır?
Orası bilinmez, Allah bilir!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ruhun tekamülü bedenleşme,
Bedenin tekamülü de doğalaşmadır!


Copyright 2008 - 2025 🇹🇷 @Felasife | Site haritası

Mal sahibi, Mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi!

Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı