Denenmemişliğin ardına bakmaca, düşünülmeyenin peşinden koşmaca !...
Arayış yollarında ruhunu kaybedip, sisler ülkesinde kaybolanı aramaca !...

Yardım edin

”Yardım eden kişi aslında yardıma muhtaç kişidir” diyerekten konuya direk girişimi yapayım.

İnsan denilen bu makine, çoğu durumda ters bir mantıkla çalışmaktadır ve örn. kendi yardıma muhtaçken başkalarına da yardım etmektedir.
Peki neden böyle yapmaktadır.

Bunun cevabı acaba, kendi yardıma muhtaçlığını gizlemek olabilir mi?
Yani başkasına yardım ederek kendi gerçeğini ört-bas etmek olabilir mi?

Elbette olabilir ama bu sorun sadece bununla da bitmiyor, zira geçmişte yaşanan olaylar insanın bilinç altına duygu olarak yerleşir ve bu duyguda bazı durumlarda ”tetiklenince” tüm bedende yankılanır.
Bu bir film seyretmekten tutunda, kitap okumaya yerde gezen karıncaya, yaralı bir serçeye kadar hayatın her alanında olan bir etkileşimdir.
Yani sokakta bir dilenci ya da sakat birini gördüğünüzde, yüreğinizde bir yerler ezilir.

İşte bu ezilmeyi genelde insanlar ya görmemezlikten gelir öyle ört-bas ederler.
Ya da ona ufak maddi/manevi yardım ederek öyle ört-bas etmeye çalışırlar.

Bu açıdan bakılınca yardım edende, görmemezlikten gelende birdir.

Peki öyleyse burada ki olay nedir?

”Gördüğünüz şeyler bildiğiniz şeylerdir”

Yani sizler bilmediğiniz bir şeyi göremezsiniz, duyamazsınız, dolayısıyla anlayamazsınız.
Anlayamadığınız şeyde yüreğinizde depremlere yol açmaz.
İşte yüreğinizde deprem yapan şeyi sizler görüyorsunuzdur, duyuyorsunuzdur, başkasını değil.
Yoksa görmek ve işitmek temelde kamera gibi duygusuz bir şeydir, esas görmek yürekteki depreme neden olan şeylerdir.

Görmek ve duymak gibi duyuların, duyguyla olan bağına değindikten sonra cevabı aranması gereken soru şu?

”O yardıma muhtaç diye gördüğüm aslında ben mi?”

Evet sensin.

Lakin bu sana bir duygu olarak yansıdığı için sen bunu dışsal olarak algılıyorsun, oysa bu durum tamamen içseldir.
”İç’te ne varsa dış’ta da o vardır” çünkü

Örn.
İng. daha önce defalarca kez çalışıp belleğine yerleştirmeseydin, konuşulan kelimelerin senin için hiç bir anlamı olmayacaktı, yani algılayamayacaktın.
Dolayısıyla sen daha önce bildiğin, gördüğün, duyduğun şeyi ”tekrar” duyunca etkileşime geçtin ve ing. kelimelerin senin için bir anlamı oldu.
Gördün
ve
Duydun vs.

Daha önce bilmeseydin bir anlamı olur muydu?

İşte yardım edin olayıda böyle bir şeydir, siz geçmişte yardım edin duygusunu bir şekilde yaşamadıysanız, şimdide ne anlama geldiğini bilmezdiniz.
Dolayısıyla birine yardım ederken bu aslında kendinize olan yardımın başka bir boyutudur, yani kendinize olan bir yardımdır.

Bu noktada en zor olan şeyde, bu duygunun kaynağına inebilmektir.
Yani geçmişte ne olduda? size şimdi yardıma muhtaç birini görünce yüreğinizde eziklik hissettiriyor, mesele bu.
Bu da tabii ”yüzleşme” denilen çok zorlu bir alanın konusu olmakla beraber, bu konudan da ayrı değil, bilakis devamıdır.

Acaba geçmişte ki o yaralı çocuğun yaraları hâlâ tedavi edilmedi mi?
Hayat sürekli olarak karşınıza bunları neden çıkartıyor?
Neden içiniz eziliyor?

O çocuk tedavi edilsin diye olabilir mi?

1 yorum:

Ruhun tekamülü bedenleşme,
Bedenin tekamülü de doğalaşmadır!


Copyright 2008 - 2024 🇹🇷 @Felasife | Site haritası

Mal sahibi, Mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi!

Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı