Denenmemişliğin ardına bakmaca, düşünülmeyenin peşinden koşmaca !...
Arayış yollarında ruhunu kaybedip, sisler ülkesinde kaybolanı aramaca !...

Doğayı okumak ve Şamanlık

Uzunca bir süredir bu iki sorunun yani, "Doğayı okumak nasıl bir şeydir" ve "Şaman nasıl olunuyor" u merak ediyordum.
Bu konularda bir çok yazı okusamda, bu iki konuya net cevaplarda pek görememiştim.
Aslında nette bu Şamanilik konusunda bir dünya yazı, araştırma, bilgi , belgeler mevcut, lakin hepsini okumak akılda tutmak mümkün değil, en azından benim açımdan bu böyle.
Zaten amacım bunları ezberlemekte değil, neticede Şaman olacak veya Şamani olacak veya doğaya açılacak biride değilim.
Amacım arkasında ki bilgiydi, bunun ne gibi bir ritüeli var, kafalarına mı göre yapıyorlardı vs.

Şaman nasıl olurun cevabını Çukurova Üniversitesinden Sadettin Buluç 'un Şaman adlı makalesinin "Şamanlığa Davet ve Şamanın Eğitim ve Öğretimi" başlığı altında teferruatıyla açıklamış.
Kısaca Şaman olmanın bir okulu, eğitimi, babadan oğula veya bir aile olayı olmadığını, veya halk tarafınan da seçilmediğini, bir nevi hastalık veya nöbet diyebileceğimiz bir halin arkasından gelişen olaylar zinciri olduğunu söylüyor ki böyle olduğunu pek tahmin etmiyordum açıkcası, enteresan bir bilgi oldu benim için.
----
Doğa okumaysa daha ilgimi çeken bir olaydı diyebilirim, eğer bugünlere geldiysek bu çok eski ataların, doğayla nasıl baş edebildiklerinin cevabını az/çok bilmeye olan meraktır.
Pek çok belgesel var kabile yaşamlarını ve geçmişi anlatan ama onların felsefesi, yaşama bakışları, yaşamı okuyuşları konusunda çok fazla detay yok.
Helede iş tarih öncesi zamana gelince, olay tamamen bilimsel boyuta çıkıyor ve anca anatomik veya teknik bilgiler alabiliyorsunuz.

Oysa o günlerden bugünlere çok değişmemiş kabile yaşamlarıda mevcut yeryüzünde, fakat o insanlarda da bozulmalar başlamış durumda, kimisi turizmin kıskacında , kimisi din sömürüsü altında, kimiside yerlerinden edildikleri için, geçmişlerini onlarda unutuyorlar ister istemez.
Bir Aborjin'in dürbünlü tüfekle ava çıktığını gördüğünüzde çok şaşırmıyorsunuz artık.

Herneyse Doğayı okuma konusunda Daniel Quinn yazdıkları hoşa gitmeyecek gibi değil, sıradan bir öykü değilde, adeta doğayı yeniden okuyorsunuz gibi.
Örn. Adem’in Öykülerin de "Sırtında Dağı Taşıyan Hamamböceği" başlığında Adem oğlu Habil'e soğuğa karşı nasıl hareket edeceğini anlatıyor ki müthiş bir anlatım gerçekten.
Üşüme probleminiz varsa, bunu derin bir şekilde düşünmenizi sağlayabilir bir hikaye, psikolojik olarak iyi gelecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ruhun tekamülü bedenleşme,
Bedenin tekamülü de doğalaşmadır!


Copyright 2008 - 2024 🇹🇷 @Felasife | Site haritası

Mal sahibi, Mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi!

Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı