Hangisi daha güçlüydü bilemedim.
İmana sahip çıktım, inkar ben buradayım dedi.
İnkara sahip çıktım, iman da ben buradayım dedi.
İnkarı atmaya kalktım, iman ne yapıyorsun?
İnsan bir parçasını sokağa atar mı dedi?
(?)
İmanı atmaya kalktım, inkar bu yaptığın yanlıştır!
Sen yarını sokağa atınca, diğer yarın ne yapacak dedi?
(?)
İmana sahip çıktım, inkar ben buradayım dedi.
İnkara sahip çıktım, iman da ben buradayım dedi.
İnkarı atmaya kalktım, iman ne yapıyorsun?
İnsan bir parçasını sokağa atar mı dedi?
(?)
İmanı atmaya kalktım, inkar bu yaptığın yanlıştır!
Sen yarını sokağa atınca, diğer yarın ne yapacak dedi?
(?)
Karman çorman olmuştu her şey, tam bir kaos!
İnsanlar da ya iman ya da inkar diyorlardı.
Kitaplar hakeza öyle, bu ikisininden birini öldür!
Öldür ki o kötülük yaşamasın!
İki yol yok, tek yol var!
Ya iman ya da inkar!
Kiralık katil miydim ben, yarımı neden öldürecektim?
Yarımı öldürdükten sonra, sık kafana gitsin daha iyi.
Çünkü o çok ayıp, çok günah, adeta günah çocuğu.
O ya içsel manastırlarda saklanır.
Ya da içsel manastırlara terk edilir.
Sadece karanlık ve yalnızlık.
Ey Quasimodo, karanlıklar prensi günahkar çocuk!
Kiminde imansın, kiminde de inkar!
Senin ikizin de var biliyorsun değil mi?
Bir roman da değilsin, yaşayan gerçeksin sen!
Ebeveynlerin ikizini sevdiler ona sahip çıktılar.
Senide çirkin diye, karanlıklara emanet bıraktılar.
Elbette sen de seveceksin, aşıkta olacaksın.
Çirkin olman, kamburlarının olması mı problem?
Öyleyse ya Tanrı suçlu, ya Evrim suçlu?
Öyleyse kal romanlarda, kal karanlıklarda.
Onlar hazır olduğunda, sen zaten hazırsındır.
O zaman senin zamanındır, ikizin de seni tanıdığında! ^_^
İnsanlar da ya iman ya da inkar diyorlardı.
Kitaplar hakeza öyle, bu ikisininden birini öldür!
Öldür ki o kötülük yaşamasın!
İki yol yok, tek yol var!
Ya iman ya da inkar!
Ya esaret, ya da özgürlük!
Seç birini?
Seç birini?
Kiralık katil miydim ben, yarımı neden öldürecektim?
Yarımı öldürdükten sonra, sık kafana gitsin daha iyi.
Geçmişi olmayanın geleceği nasıl olacaktır?
Eskisi olmayanın yenisi nice bulunacaktır?
O zaman;
Diğer yarım ne işe yarayacaktır?
Bir robottan ne farkım kalacaktır?
İnsan imanıyla, inkarıyla bir bütün değilse.
Yarımdan bütün nasıl olacaktır?
O zaman;
Diğer yarım ne işe yarayacaktır?
Bir robottan ne farkım kalacaktır?
İnsan imanıyla, inkarıyla bir bütün değilse.
Yarımdan bütün nasıl olacaktır?
Geçmişini buruşturup atmak!
Bu kadar kolay mıdır harcamak?
Koparıp gitmek!
Kendi katilim olmak!
Yarımın bütün olduğu nerede görülmüş ki?
Neysem oydum, başkalarına benzeyince, daha mı iyi olacaktım?
Başkalarını değil, sezgilerimi mi dinlemeliydim?
Attım kitapları hayatımdan, kapadım insanlara kulaklarımı.
Çok cızırtı yapıyorlardı akıl verenler.
Kitaplar ise hayallerle doluydu.
O hengamede kararımda çoktan çıkmıştı.
İki yüzlü olacaktım ben!
Yarımın bütün olduğu nerede görülmüş ki?
Neysem oydum, başkalarına benzeyince, daha mı iyi olacaktım?
Başkalarını değil, sezgilerimi mi dinlemeliydim?
Attım kitapları hayatımdan, kapadım insanlara kulaklarımı.
Çok cızırtı yapıyorlardı akıl verenler.
Kitaplar ise hayallerle doluydu.
O hengamede kararımda çoktan çıkmıştı.
İki yüzlü olacaktım ben!
Ki öyleydim zaten!
Aslım, özüm buydu!
Tüm doğruları dışlarcasına!
Tüm kitapları yırtarcasına!
Tüm insanları boşlarcasına!
Tüm doğruları dışlarcasına!
Tüm kitapları yırtarcasına!
Tüm insanları boşlarcasına!
Bu özgürlükten bile özgür olmak değil midir?
Yapacaktım ben bunu, nihayetinde yaptımda.
Menfaatsiz ve de çıkarsız, olması gerektiği gibi.
Gelenin keyfine geçmişimi de çöpe atmayacaktım.
O geçmişle bugüne geldiysem, o da benlime gidecekti.
Bu içsel seyahatimde, imanda inkarda arkadaşlarımdı.
Yapacaktım ben bunu, nihayetinde yaptımda.
Menfaatsiz ve de çıkarsız, olması gerektiği gibi.
Gelenin keyfine geçmişimi de çöpe atmayacaktım.
O geçmişle bugüne geldiysem, o da benlime gidecekti.
Bu içsel seyahatimde, imanda inkarda arkadaşlarımdı.
Sırdaşlarımdı, dostlarımdı.
İnsan arkadaşını savunurdu; satmadım, savundum onları.
Bu kendime olan bir vefâ olacaktı ki oldu da netekim.
Aslında iki yüzlü olmayanda yok.
Neticede diğer yüz sürekli baskılarda.
Tek yüzlü olmamızsa bir yanılsama mı?
Bende uzaydan gelmediğime göre, bu böyle!
İnsanlar hoş görünmek için, diğer yarısını saklıyorlar, gizliyorlar.
İnsan arkadaşını savunurdu; satmadım, savundum onları.
Bu kendime olan bir vefâ olacaktı ki oldu da netekim.
Aslında iki yüzlü olmayanda yok.
Neticede diğer yüz sürekli baskılarda.
Tek yüzlü olmamızsa bir yanılsama mı?
Bende uzaydan gelmediğime göre, bu böyle!
İnsanlar hoş görünmek için, diğer yarısını saklıyorlar, gizliyorlar.
Kimi Yusuf gibi kuyularda.
Kimi 7 uyurlar gibi mağalarda.
Gözlerden uzakta, kaf dağın ardlarında.
Çünkü o çok ayıp, çok günah, adeta günah çocuğu.
O ya içsel manastırlarda saklanır.
Ya da içsel manastırlara terk edilir.
Olay budur.
O manastırda da sadece yalnızlık çanları çalınır.
Sevgi yok!
Şefkat yok!
Merhamet yok!
O manastırda da sadece yalnızlık çanları çalınır.
Sevgi yok!
Şefkat yok!
Merhamet yok!
Sadece karanlık ve yalnızlık.
Ey Quasimodo, karanlıklar prensi günahkar çocuk!
Kiminde imansın, kiminde de inkar!
Kiminde esaretin kürek mahkumusun,
Kiminde özgürlüğün Zümrüdü Ankasısın.
Madalyonun değişen iki yüzüsün.
Senin ikizin de var biliyorsun değil mi?
Bir roman da değilsin, yaşayan gerçeksin sen!
Ebeveynlerin ikizini sevdiler ona sahip çıktılar.
Senide çirkin diye, karanlıklara emanet bıraktılar.
Elbette sen de seveceksin, aşıkta olacaksın.
Çirkin olman, kamburlarının olması mı problem?
Öyleyse ya Tanrı suçlu, ya Evrim suçlu?
Ya da insanlar!
Oysa onlar hiç bir zaman suçu kabul etmezler ki?
Etmediler ki?
Quasimodo olmayı sen istemedin ki?
Karanlıklarda yaşamayı tercih etmedin ki?
Seni karanlıklara terk ettiler, suçlu sen değildin ki?
Her insanda senden bir tane var, o kadar çoksun ki?
Bunca kalabalıklarda teksin, o kadar da yalnızsın ki?
Quasimodo olmayı sen istemedin ki?
Karanlıklarda yaşamayı tercih etmedin ki?
Seni karanlıklara terk ettiler, suçlu sen değildin ki?
Her insanda senden bir tane var, o kadar çoksun ki?
Bunca kalabalıklarda teksin, o kadar da yalnızsın ki?
Çoklukta ki yokluk!
Vahdetde ki vücutsuzluk!
O sensin!
Sende ki bilgi de kimselerde yok, bu da ilginç değil mi?
Yalnızlık manastırında ki tüm yazılanları okuyansın.
Bir manastır kurdu, nasıl bilgili olmasın değil mi?
Ey Quasimodo, ey bilginlerin de en bilgini.
Çirkin olmak ne menem bir şeydir ki seni örtmüş!
Örtülmesen olmaz mıydı?
Anladım!
Sende ki bilgi de kimselerde yok, bu da ilginç değil mi?
Yalnızlık manastırında ki tüm yazılanları okuyansın.
Bir manastır kurdu, nasıl bilgili olmasın değil mi?
Ey Quasimodo, ey bilginlerin de en bilgini.
Çirkin olmak ne menem bir şeydir ki seni örtmüş!
Örtülmesen olmaz mıydı?
Anladım!
Olmazdı.
En azından anlaşılana kadar olmazdı.
Öyleyse kal romanlarda, kal karanlıklarda.
Dünya hazır değil, seninle karşılaşmaya.
Onlar hazır olduğunda, sen zaten hazırsındır.
O zaman senin zamanındır, ikizin de seni tanıdığında! ^_^
NOT: Notre Dame'ın Kamburu (orijinal ismi: Notre Dame de Paris), Victor Hugo'nun 1831 yılında yayınlanan eseridir.
Eserde Claude Frollo adlı bir papaz katedralin önünde bir bebek bulur. Çok çirkin bir bebek olduğundan ona Latince'de "eksik-tamamlanmamış adam" anlamına gelen Quasimodo ismini verir. [Wiki]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder