Denenmemişliğin ardına bakmaca, düşünülmeyenin peşinden koşmaca !...
Arayış yollarında ruhunu kaybedip, sisler ülkesinde kaybolanı aramaca !...

O !...

 O'nu aşka zorlama'ca...
Aşkta, aşıkta, maşukta, zoraki olmaz!
Sen acizsin diye, o da mı aciz olsun?

O'nu kıyamete zorlama'ca...
Kasırga eken kendi kıyametini biçer!

O'nu adalete zorlama'ca...
Hayat inatçıdır, bir şey değişmez!
Adalet düzense, sen düzel!

O'nu sürekli zikretme'ce...
Duaya icabete, cevaba o mecbur mu?
Akıl, fikir, mantıkla donatmış, kullan işte!

O'nu köşeye sıkıştırma'ca...
Kendini çok akıllı görenin hevâ ve hevesleri!

O'nu insanlaştırmaya çalışma'ca...
Kişinin kendini ilahlaştırması, kutsaması!

O'nu isimlere sıfatlara hapsetme'ce...
Aslında herkes çeşitli sûretler altında aynı bir Allah’a tapmaktadır.

O'nu kendinle sınırlama'ca...
"Hayalde yaratılan ilahlar bir hududla mahdud oldular
İbni Arabi - fusus

O'nu tuzağa kafesleme'ce...
Böyle düşündüğünde, kafeste ki sensin!

O'nu sâf zannetme'ce...
Sözün bittiği yer, kendini kandırmaca!

- - - - O - - - -

...Tanrıyı aşka zorlayanlar.
...Tanrıyı adalete zorlayanlar.
...Tanrıyı kıyamete zorlayanlar.


Derken liste uzayıp gidiyor, onunda işi hayli zor olsa gerek, sanki o dilediğini yapmakta "hür" değilmiş gibi, yok adaletle, yok kıyametle köşeye sıkışmış bir Tanrı olabilir mi?
Yada insanların Tanrı hakkında kesin hüküm veriyor olması?
3 yaşında ki çocuk ölünce, bunun tekamülü ne olacak? Bu haksızlık, adaletsizliktir deyip, güyâ o çocuğu, çok kere geleceğine inanmak adaleti sağlamak mı oluyor? Yoksa kendi inançlarına kılıf mı oluyor?

Ya tekamül yoksa!
Buraya insanlar tekamül için değil, deneyim için geliyorlarsa ne olacak?
Reenkarnasyonda ki en büyük sıkıntı, kişi tekamülünü tamamlayana kadar gelecek olması.
İyide bu tekamül için gelişler, tekamülü garanti etmez ki, zaten gelen sıfırlanıp geliyor, aksine bu tekamülsüzlüğü garanti eder.
Şimdi tekamül edemeyeceğin de kesinleşiyor! Çünkü gelen edemiyor, bir sonraya havale ediyor.

Nasıl olsa tekrar tekrar geleceksin, olmadı bir daha tekamülü tamamlayana kadar, Tanrı ise zaten adil, yani mecbur, sen tekamül edene kadar, seni getirmekle görevli.:)
Karmadır, çakradır, meditasyondur derken Astral alemde ciiiyuuv diye feykler atınca, kim ne etsin gerçekleri.:)

Diyeceğim uzak doğunun sistemleri bize uymaz.
Bilgilenmek, merak başka, tabi olmak başkadır.


...Tanrıyı aşka zorlayanlar

Birazda bunu açalım, burada "Allah aciz olmaz, çünkü aşkta acziyet, çaresizlik vb. var" dedik.
Sen ona aşık olabilirsin, tutkuyla bağlanabilirsin, çünkü sende aşk vardır, çünkü sende acizlik, çaresizlik hepsi vardır, hayata gelişin, yaşayışın ve gidişin hepsi acizlik üzeredir, bu yüzden sen ona aşık olabilirsin ama o sana aşık olamaz.

Kısacası insan kendinde aşk var diye Allah'ta da aşk var zannediyor, oysa ayetlerde bile geçmiyor, bu insanın kendinde ki özel bir durumdur.
Hatta bir insanın verebileceği en kıymetli hediyesidir.
Fakat böyle olsa bile, sonuçta kendiyle Allah'ı kıyaslıyor ki bu olmaz, o başka sen başkasın.

Toparlayacak olursam ilahi aşk tek taraflıdır, tabi bu onunda tepkisiz olduğu anlamına gelmemelidir, esas söylemek istediğim aşk acziyettir.
Allah başka, aşk başka, insan başkadır.
Onuda aşık ilan etmek, böyle yazmak çizmek, aşk denilen şeyin bilinmemesinden kaynaklanıyor.
Tabi en derinde de aşk insanın aklını başından aldığı için, hoşta görülebilir.

Ha Leyla'ya vurulmuş bir Mecnun, ha sarhoş olmuş bir berdûş, fark yok!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ruhun tekamülü bedenleşme,
Bedenin tekamülü de doğalaşmadır!


Copyright 2008 - 2024 🇹🇷 @Felasife | Site haritası

Mal sahibi, Mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi!

Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı