Denenmemişliğin ardına bakmaca, düşünülmeyenin peşinden koşmaca !...
Arayış yollarında ruhunu kaybedip, sisler ülkesinde kaybolanı aramaca !...

Nedensizlik ilkesi

Bir şeyin olması veya oluşması için bir nedene gerek yok der Nedensizlik ilkesi.
Nedensellik ilkesi ise tam tersi her şeyi bir nedene bağlar.

Şimdi bizlerde her şeyi bir nedene bağlamak üzere yetiştirilmiş olmalıyız ki olayların altında illaki bir neden arıyoruz.
Ne
Neden
Niçin
Nasıl
Niye
vs..

Peki bu nedenleri niçinleri ararkende bazı durumlarda kendimizi buyhude yormuş olmuyor muyuz?
Bence yoruyoruz..

Bir şeyin olması için illaki bir nedene ihtiyacı yoktur gibi duruyor, güneşli bir havada havada bulut yokken yağmur yağabiliyor veya Kışın ortasında ayazda güneş parlayabiliyor. vs.

Hasılı kelam demek istediğim;
Mesela; İlk insanın oluşması için bir nedene ihtiyacı yoksa!
Bunca zamandır bir neden arayan bizler, ya kendimizi boşa yorduysak, yoruyorsak?

Bunun ne zararı var demeyin…bedensel yorgunluk gibi zihinsel yorgunlukta bir insanı bitirmeye yeter.
Sürekli aynı şeyleri düşünmek, geçmişe takılmak, acaba ne olduda oldunun cevabını bulmaya çalışmak, aramak, aramak, aramak..ve gene aramak..
Neticede aramaya odaklanan bir insan aradığını bulsa bile bununla yetinmeyecektir, zira aramanın kendisi bu kişinin amacı olmuş olur ki insanlar alışkanlıklarından artık vazgeçemezler..

"Alışmak sevmekten daha zor geliyor, alışmak bir yara bağrımda kanıyor."

Sevgi anlaşmak değildir, nedensiz de sevilir bazen küçük bir an için ömür bile verilir..

Bir şeyin oluşması için bir nedene ihtiyacı olmadığını bilseydik, buna kafa yorar mıydık?
Yormazdık..
Su içer gerisine karışmayız, yemek yer gerisine karışmayız, bakarız gerisine karışmayız, nefes alır gerisine karışmayız, vs..
Çünkü gerisini bedenimiz otomatik bir şekilde halleder, bunlara kafa yormayız.

Ez-cümle illa bir şeylerde neden aramak, nedensellik ilkesine sıkı sıkıya bağlı kalmak demektir..
Oysa hayatta Nedensizlik ilkeside var, Nedensellik ne kadar varsa, Nedensizlikte o kadar vardır..
Peki buna ne kadar bağlıyız.. bunu ne kadar biliyoruz?

Öyle veya böyle Nedensizlik diye bir ilkede var ve varolmayada devam edecektir.

İşin garibi bu ilkeler çoğu durumda da birlerinin içine geçerler ve kafa karışıklığına sebepte olurlar..
Gündüzün içinde karanlıklar vardır…gölgeler
Karanlığın içinde de ışıklar vardır…yıldızlar..

Yalanların içinde gerçekler vardır.
Gerçeklerin içinde yalanlar vardır..


Bu örnekleri çoğaltabilirde çoğaltabiliriz, aynı bunlar gibi Nedenler nedensizliğe, Nedensizlikte nedenliliğe göz kırparlar..

Ya tüm insanlar aynı anda yaratıldıysa,
veya aynı anda yeryüzüne indilerse,
veya aynı rüyayı beraber görüyorsak,
veya bir film gibi insanlığın hayatıda tak diye bir yerden başladıysa,
veya öncesi olmayan bir yaşam yaşıyorsak,

Dolayısıyla tüm bunlar bir nedene bağlı olmadan aynı anda olduysa?
Aradığımız cevaplar nedensellik ilkesinde mi olur? yoksa nedensizlik ilkesinde mi olur?

Cevap okurundur.

Benim cevabım ise belli, her şeyin illaki bir nedeni olması....saçmadır. :)

Sevgiler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ruhun tekamülü bedenleşme,
Bedenin tekamülü de doğalaşmadır!


Copyright 2008 - 2024 🇹🇷 @Felasife | Site haritası

Mal sahibi, Mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi!

Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı