Denenmemişliğin ardına bakmaca, düşünülmeyenin peşinden koşmaca !...
Arayış yollarında ruhunu kaybedip, sisler ülkesinde kaybolanı aramaca !...

Olacak Olan Olur

Ne geçen bir zaman, ne gelen bir zaman var.
Ne geçmiş bir gün, nede gelecek bir gün var.
Dünya üzerinde asırlar geçmiş derler amma.
Sanma ki tek bir günden, başka bir gün var.

Güneşin doğuşu batışı tekrardan başka bir şey değil.
O tekrarlar tek’i anlatır, maksatıysa teferruat değil.
Sen o tekrarlarla hayalinde garip bir hesap tutarsın.
O tuttuğun hesap dahi, tek bir günü unutturası değil.


O tek bir gün bugündür, yani şimdi, yani şu an.
Hergün bugün, bugünde hergün, yok başka an.
Zamanın en kısa birimini anlasan, ah bir anlasan.
Onda hayal yoktur, gerçek vardır hemde her an.

Ben zamanın içinde değilmişim o benim içimdeymiş.
Bir yanılgıya düşmüşüm, o hayaller gerçek değilmiş.
Zaman dedikleri mefhum, meğer geçmez akçeymiş.
Bugün doğup bugün öleceğim, ömrüm düşüncemmiş.

Bugün doğan bir İnsan, olmayan yarında nasıl ölsün.
Dünü yarını boş verelim, Bugün doğan bugün ölsün.
Birilerinin hesabı kitabıda, senin felâsife’n olmasın.
Zamansızlık gerçektir, hayalde ki zaman şimdi ölsün.

An denileni anlaman için, anda durman gerekir.
Anda bir dur bakalım, yaptığın faaliyet nedir?
Sağa sola bakarsın, birde nefes alıp verirsin.
Bir dene bakalım, söylenen doğru değil midir?

Ne garip değil mi? anda durunca hiç bir düşünce yok!
Düşünce olmadığı içindir ki huzursuzluk ise hiç yok!
İşte sendeki huzursuzluğun sebebi düşüncelerindir.
Sürekli düşünmekten dolayıdır ki huzura geçiş yok!

Şunu iyi bil, anda yaşayanların her istediği olur.
Şimdi bu sözü de yanlış anlama, bak şöyle olur.
Anda yaşayan isteksizdir, istediği bir şey olsun.
İsteği olmayanında, olan şeyler istemediği olsun.

Yani hiç bir şey istenmese bile, bir şeyler oluyor.
İşte o olan şeyler, kişinin bir nevi isteği oluyor.
Çünkü o kişi, o olan şeyleride asla reddetmiyor.
Reddetmediği için o şeylerde, istenmiş oluyor.

O halde o kişi ancak, olmuş olan ne ise onu yaşıyor.
Herkesten farklı olarak, olmuş olana da razı oluyor.
Önemli olan istemek midir? yoksa yaşamak mıdır?
Yaşamak diyorsan vede yaşıyorsan, meselen nedir?

Hayata kötü olarak bakman, isteklerin olmuyor diye midir?
Yoksa hayat gerçekten mi kötü ki isteklerde bulunuyorsun.
Şu gerçeği kabul et ki, hayatta ancak olacak olanlar olur.
Buda senin isteklerin/hayallerin olmuş olmuyor demektir.

Ve senin açındanda en korkulacak isteksizlik ölümdür.
Gelişen olaylar hep aleyhine olsaydı, sende ölürdün.
Demekki her olay aleyhine değil, bazende lehinedir.
Lehine olduğu içinde, her istediğin olmuş sayılır. (dedik)

Yaşam denilen şeyi sadece istekler/hayallere endekslersen.
İsteksizlik sana ölüm olur, hep isteklerinin hayalini edersen.
Hayat bazen durup, sonsuzluğu dahi düşünmek değil midir?
Varken yokluğu düşünmek, yokluksa isteksizlik değil midir?

Ama dersen ki bu işten hâlâ bir şey anlayamadım.
Anda yaşayanların hem her istediği olmuş oluyor.
Hemde hiç bir istediği olmuyor, peki nasıl oluyor?
Evet haklısın! maalesef bu anlatıldığı gibi oluyor.

Her istediği olur; çünkü istemediği şey yoktur. (cevap bir)
Hiçbir istemediği olmaz; zira istediği şey yoktur. (cevap iki)
Nasıl oluruna gelince, oda razı olmakla oluyor. (cevap üç)
İşte razı olmak, bu meseledeki sorulara kilit cevabı oluyor.

Şimdi bu hayatta daima bir şeyler olmuyor mu?... Oluyor!
Peki o olan şeylerin hepside kötü mü oluyor?... Hayır!
Veya hayatta her istediğini elde edebilir misin?... Hayır!
O zaman kabul etmelisin ki seni yönlendiren bu hayattır.

İster kabul et istersen etme, hayatın seni attığı kumsaldasın.
Kumdan kalenin bilge şövalyesi, akibet bir dalgaya bakarsın.
Ne kul ne Tanrı, ne bilen ne bilmeyen, ne gelen ne gidensin.
İstemeden nefes alıp, istemeden o nefeside verip gideceksin.

Öyleyse sen seni yönetene karşı çıkma, yararı olmaz.
Bu hayata hiç bir etkinde yok, bununda yalanı olmaz.
Evvela bu noktada, kişinin hiçliği kuşatması lazımdır.
O hiçlik anlaşılmadan, bu hayatında anlaşılmış olmaz.

Hiçlik noktasında kalanlarda, istek arzu olamaz.
İstek arzu olmayanda, hayattan beklenti olamaz.
Beklentisi olmayanda, razı olmak yoluna girendir.
Bu yola girenlerde, o yüzden şikayet hâli olamaz.

Olacak olanları istemezsen ; onlar istemediklerin olur.
Olacak olanları kabullenirsen ; istediklerinde hep olur.
Senin bir istediğin yoksa ; istemediğin nasıl olacak ki?
Bir istemediğin yoksa ; olanlar aleyhine niye olacak ki?

Hiç denedin mi isteksizliği? ; varsa yoksa hep istekler.
İdeolojiler dinler teslim almış ; hani ya nicedir gidenler.
Hayat sunmuşsa ikram ; istemem demek mi marifet?
Doğruya inat fena ; öğretiler çöpe, elveda ey bilenler.

Şu halde ne olursa olsun, olacak olan senin için olur.
Senin için olanı istemem demekse, pek bir garip olur.
Ama ısrarla benim dediğim olsun diye diretirsen eğer.
Olacak olan sen onu anlayana kadar, hep engelin olur.

Hayatı düzeltmeye çalışmak, kişinin kendinden kaçışıdır.
Hayat zaten düzgün, bunu görmeyenin yanlışı bakışıdır.
Kendini tanımak mı istiyorsun? öyleyse kurtul kendinden.
Kendine esir olmakta, bu esareti tanımayanın aldanışıdır.

Düzgün olanı düzeltmeye çalışma, birde seyreyle bakalım.
Dünyayı kurtarmak hoş hayal, bari buna kapılma bakalım.
Dış dünyada gördüğün her şey, iç dünyanın yansımasıdır.
Anca iç dünyanı düzeltirsin, inanmazsan içine bak bakalım.

Olacak olanlar olduğu için, şiir şairde anlâm buldu.
Olacak olan olmasaydı, her hayalci hayalini buldu.
Gerçekler hayal olmaz, bilâkis olanlar sahici oldu.
Olmayanlarsa lafı güzâf, hayal arayan hayal buldu.


-------------------*

Bu şiir tasavvufa ilgi duyup, muhabbet besleyenlere gelsin, zira tasavvuf için bu mesele hazmı zor bir mesele değildir.

Lakin diğer ideoloji ve dinler için aynı şeyi söylemek mümkün değildir, zira onlar "hayatı değiştirmek" için yanıp tutuşurken, bu şiirde ki anlâm zaten herkese hitap etmez.

"Olacak olan olur, olan gerçek olmayan hayaldir."

Bir sufi için hayat budur, kendi hayallerinin bile bulunmadığı, sadece olanın gerçekliği ve onun kabulü üzerine dizayn edilmiş bir sistemdir.
Değişecek tek şey varsa o da kişinin kendidir, başka hiç bir şey değildir.

Diğer bir değişle de hayat düzgündür, hiç bir zamanda yolundan sapmamıştır, hayat ne ise o dur.
Sorun hayatta değil, hayatı sorun gören gözdedir.
Buda tasavvuftaki en büyük problemdir.

Sorun görüyorsan bu içinin yansımasıdır der tasavvuf.
Bu aynı zamanda en büyük fırsattır bir sufi için.

Sorun görülüyorsa, çarede görülmüş demektir.
Köy görünüyorsa, klavuzada hiç gerek yoktur.

Tasavvuf bu anlâmda, somon balıkları gibi hayatın tersine bir yaşayış gibi görülsede,
Aslında ters olan insanların hayatı düzeltmeye, ona ayar çekmeye çalışmalarıdır.
Herkesi kendi gibi düşünmeye vede yaşamaya zorlamak, esas düzeni bozan budur.

Kimse kimse gibi olmak zorunda değildir, bunun için hayat bu kadar renklidir, tek renklide değildir.

Özetle sufi bakış, problemi ortadan kaldırarak çözmek yerine, o problemi fırsata dönüştürme sanatıdır.

Olacak olan olur, kul boşa yorulur... şiir gibidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ruhun tekamülü bedenleşme,
Bedenin tekamülü de doğalaşmadır!


Copyright 2008 - 2024 🇹🇷 @Felasife | Site haritası

Mal sahibi, Mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi!

Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı