Denenmemişliğin ardına bakmaca, düşünülmeyenin peşinden koşmaca !...
Arayış yollarında ruhunu kaybedip, sisler ülkesinde kaybolanı aramaca !...

Sûfi-ye

Kimseyi hor görme, her gördüğünü Hızır bil!
Soru sorma, cevap arama!
Bunlar kâfi!
Sûfilik bu.
Ötesi yok!
Kendini bilmek Sûfiye yasak ki?
Kimi bilecen, olmayan kendini mi?
Bilince ne olacak?Sûfli hayatın Ûlvi mi olacak?
Evrenin sırlarına mı ulaşacaksın?
Enel Hakk mı diyeceksin?
Yoksa aşık mı olacaksın?
Sen kim, o kim?
Ne yüce değil mi?
Ona aşık oldun!
Breh, breh, breh!
Varlık hala yerinde!
Mushafta da aşk yok!
İmâsı bile yok!
Nasıl oluyor bu?
Aşk ve gurur!
Anca kibir!
Bilgiler işine yaramaz!
Ben dediğinse bir ejderha!
Bilgilerinle anca onu beslersin!
Doymaz o!
Onun hesabı başka!
O Allah olmak ister!
Selefinin tahtını ister.
Seni güzelce kullanır.
Bu işe yarar bilmek!
Kabar, Kubar, Kibir!

Tanrı bileni ne etsin!
Teslim olanı ister o!
Etrafta bilmeyen var mı?
Her yer bilgi!
Herkes biliyor!
O'nda da sonsuz bilgi!
Her yanı bilgi!
Membâı O!
Cehalete tahammül yok!
Arzulanan bu değil!
Bilgisizliğin bilgisi!
Bilinmeyenin cezbesi!
Deryalar bilgilerdir.
Fikirler de balıklardır
Cehaletse bâki kalacaktır!
Senin payına düşen bu!
Cehalet, Sefalet, Esaret!

Bilgi yolu tıkalı...
Orada trafik çok!
Cehaletin yolu açık!
Oradan kaçıyor herkes!
Kaçma!
Gönüllü ol!
Yol seni bekler!
Elinde ki tek gerçek.
Talip olma cahil ol!
Kendini biliyorsan zandasın!
Onu biliyorsan hepten zandasın!
Görmez, Duymaz, Bilmez!

Sûfi bilmez!
Nefsini bilen Rabbini bilir!
Aczini bileceksin!
Rabbini bilemezsin!
Aklına bile getirme!
Unut bunu!
Sözde kinaye var, nükte var!
Ateş var barut var!
Zarf var mazruf var!
Dikkat et!
Nefs avcısı avlanmakta!
İp var tuzak var!
Bileceğin nefsindir.
Cehaletindir, sefaletindir.
Ötesi sana yasaktır.
Bilsende bilme!
Görsende görme!
Yemlerler, yeme gelme!
Yanlış yolundur.
Her şeyden şüphe et!
Acziyetinden etme!
Referansın bu!
Bunu iyi belle.
Yoksa kaybolursun!
Güvendeysen hamsın!
Boşalmazsan, dolmazsın!
Cehaletin dibine kadar in!
Kaç bilgiden!
Adını bile anma!
Hücrelerinde bile iz kalmasın!
Ruhunu unuttuğun gibi unut!
Ha bir ot, ha sen!
Yaşamak için yaşa!
Arada fark olmasın!
Bilme, Bulma, Olma!

Sonrası mı?
Bunu soruyorsan varlık peşindesin!
Bu yazı sana değildir dostum.
Ne sen sordun, nede ben söyledim.
Ne bu yazı yazıldı, nede biri okudu.
Sanki bir rüzgar esti.
Yahut bir peri önünden geçti.
İşte öyle bir şey.
Başlıkta ki gibi Sûfi-ye yazıldı.
Bu bile kinayeli söylemdir.
Kuş dili misali semboliktir.
Sûfîyim bile diyemeyenleredir.
Bir garip bencileyinleredir.
Onlar ne olduklarını bilemezler!
Ama ne olmadıklarını iyi bilirler!
Yazgı, yazı, yazılım!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ruhun tekamülü bedenleşme,
Bedenin tekamülü de doğalaşmadır!


Copyright 2008 - 2024 🇹🇷 @Felasife | Site haritası

Mal sahibi, Mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi!

Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı